"Yunus Emre'nin Dilini, Bakışını Yeniden İşleyip Günümüze Taşımak Zorundayız"
KIRŞEHİR (AA) - Ahi Evran Üniversitesi (AEÜ) Rektörü Prof. Dr. Vatan Karakaya, tarihten ders çıkartabilmek için tarihi iyi bilmek gerektiğini vurgulayarak, "Toplumda yaşanan deformasyonu yeniden onarabilmek için Yunus Emre'nin dilini, bakışını yeniden işleyip günümüze taşımak zorundayız." dedi.
Türk Dil Kurumu'nun desteğiyle Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi'nin düzenlediği Uluslararası Yunus Emre ve Anadolu'da Türk Yazı Dilinin Gelişimi Sempozyumu başladı. Fen Edebiyat Fakültesi Konferans Salonu'nda Kırşehir Valiliği'nin desteğiyle gerçekleştirilen ve iki gün sürecek sempozyuma yurt içi ve yurt dışındaki farklı üniversitelerden 70'e yakın bilim insanı katılıyor.
Sempozyumun açılışında konuşan Kırşehir Valisi İbrahim Akın, Kırşehir'in, Orta Anadolu'nun yetiştirdiği ilim, irfan sahibi insanları ile Anadolu milli kültürünün temellerini oluşturan tarih ve kültür şehri olduğunu söyledi.
Eserlerini Türkçe yazarak dilin güzelliğini ortaya koyan Ahmedi Gülşehri, Aşık Paşa, Süleyman Türkmani ve Yunus Emre'nin bu topraklarda yaşadığını belirten Akın, "Ahmedi Gülşehri 'Kuşların Dili' isimli eserini, Aşık Paşa 'Garipname' isimli eserlerini bu topraklarda kaleme alarak Türk dilinin edebiyat dili olmasının temelini oluşturmuşlardır. Yunus Emre'nin, tüm bilinmeyenleriyle ele alınacak olması kültürümüz, Türkçemiz ve böyle büyük bir şahsiyete ev sahipliği yapmış ilimiz için önemli bir kazanımdır." dedi.
- "Yunus Emre'nin dilini, bakışını yeniden işleyip günümüze taşımak zorundayız"
AEÜ Rektörü Prof. Dr. Karakaya da konuşmasında Yunus Emre'nin Anadolu'nun karakteristik özelliklerini yansıttığını vurgulayarak, gönülden iş yapmak, gönüllere girmek gibi ulvi özellikleriyle batı paradigmasının alternatifi bir şahsiyet olduğunu dile getirdi.
Yunus Emre'nin gönül dünyası ve Türkçe'ye verdiği önemin yeniden değerlendirilmesi gerektiğine işaret eden Karakaya, şöyle devam etti:
"Yunus Emre öğretilerinden asra ışık tutacak yeni öğretiler oluşturma vakti geldi bana göre, geçiyor da. Merkezinde Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli'nin olduğu, Anadolu'yu yoğuran bu kültürü yeniden gün ışığına çıkarmak, yeniden yaşamak, asra dönük yeni anlayışlar oluşturmak gerekmektedir. Yunus Emre, Anadolu'da yeni bir okul ve öğreti oluşturmuştur. Tekrar Yunus'ların çıkabilmesi için onun kaynağını iyi irdelemek ve bilmek gerekiyor. Tarihten ders çıkartabilmek için tarihi iyi bilmek gerekiyor. Bu sempozyum bize tarihimizde bir değer olan Yunus'umuzu tekrar öğretecek, Belki biz de oradan yeni bir öğreti ile bu asra ışık tutan yeni bir başlangıç yapacağız. Toplumda yaşanan bu deformasyonu yeniden onarabilmek için Yunus Emre'nin dilini, bakışını yeniden işleyip günümüze taşımak zorundayız."
Sempozyumların bilgi envanteri oluşturma gibi bir görevi olduğunu, ancak bu tür etkinliklerin eylem planlarının da olması gerektiğini aktaran Karakaya, "Buna elimizden gelen katkıyı vermeye çalışıyoruz. Yunus Emre ile hem gönül dünyasını hem de kullandığı dili üniversitemizde yaşayalım diye çalışmalar yapıyoruz. Akademisyenlerimiz vasıtasıyla bunu tüm Türkiye'ye yaygınlaştırmak için ortak çalışmalar yapmaya hazırız." diye konuştu.
-"Milli kültürün koruyucusu aynı zamanda da taşıyıcısıdır"
Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkan Yardımcısı Dr. Zeki Eraslan da Cumhurbaşkanlığı himayesinde 2017 yılının "Dil Yılı" ilan edildiğini hatırlatarak, sempozyumun da bunun devamı niteliğinde olduğunu aktardı.
Akademisyenlerin sunacağı bildirilerden güzel sonuçlar çıkacağına inandığını bildiren Eraslan, şunları kaydetti:
"Türkçe konusunda Anadolu'nun en önemli değerlerinden biri Yunus Emre'dir. Milli kültürün koruyucusu olduğu kadar aynı zamanda taşıyıcısıdır da. Milli kültürümüzü korumak, geliştirmek, inşa etmek, yabancı dillerin tasallutu altından beri tutmak için dilimize son derece önem vermemiz gerektiğinin farkındayız. Dilimizi sadece bu tür etkinliklerle korumamız mümkün değildir. Kamu ve özel sektör işbirliği, yerel yönetimlerin desteğiyle toplumda ciddi anlamda bir dil duyarlılığı oluşturmak, sosyal medya, medya ve çeşitli iletişim vasıtalarıyla gençlerimizin dilini çok daha sağlıklı kullanabilecekleri hale getirmek için çeşitli çalışmalar yapılması gerektiğinin farkındayız. Sempozyumdan çıkacak bildirilerin ilim, kültür ve sanat hayatımıza önemli katkılar yapacağına inanıyorum."
Yunus Emre'nin hayatı ve öğretileriyle ilgili yurt içinden ve yurt dışından katılan akademisyenlerin 67 bildiri sunacağı sempozyumun kapsamında Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli, Caca Bey, Aşık Paşa, Ahi Evran Veli ve Ahmedi Gülşehri'nin türbeleri de ziyaret edilecek.