Darbeci Askerden "Darbeyi Televizyondan Öğrendim" Savunması

KONYA (AA) - METİN BOLAT - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminde Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal ve beraberindeki komutanları rehin alan askerlerden Konya 3. Ana Jet Üs Komutanlığında görevli Astsubay Oğuz Haksal, olayların darbe olduğunu televizyondan öğrendiğini iddia etti.

FETÖ'nün darbe girişimi kapsamında tutuklanan Haksal, ifadesinde, Başçavuş Yılmaz Bahar tarafından darbe girişiminden bir gün önce Apa Barajı bölgesine eğitime çıkılacağının söylendiğini belirtti.

Ertesi gün mesaiye geldiğinde eğitim için HK416 piyade tüfeği, bu tüfeğe ait her bir şarjörü 30'arlı olmak üzere toplam 10 şarjör, bir tabanca, bu tabancaya ait 15'er fişek basılı 3 şarjör, gece görüş gözlüğü, tüfeğe takılmak üzere gece görüşü, işaret vermek için kullanılan küçük renkli sis dağıtan aparatlar ve 4 plastik kelepçeden oluşan malzemelerini hazırladığını aktaran Haksal, rütbeli askerlere ait araçlarla darbe girişiminin olduğu gün öğle saatlerinde birlikten ayrıldıklarını bildirdi.

Apa Barajı istikametine değil, İstanbul'a gidildiğini anlatan Haksal, "Binbaşı Gökhan Maldar ve Astsubay Yılmaz çok cephane ve parça tesirli el bombalarını alma emrini verdi. Darbe girişiminden bir gün önce yapılan hazırlığın sadece eğitim amaçlı olduğunu biliyordum hatta eğitim sırasında araziye Üs Komutanı Haluk Şahar ile Harekat Komutanı Mustafa Ertürk'ün de gelerek denetleyeceğini biliyordum. Birlikte çalıştığım Maldar ve Yılmaz Bahar'ın FETÖ/PDY ile ilişkilerinin olduğunu tahmin ediyorum." ifadelerini kullandı.

- Telefonları kapattılar

İstanbul'a gidip Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal ve beraberindeki komutanları koruyacaklarının söylendiğini belirten Haksal, telefonları kapatıp, SIM kartları da çıkarttıklarını aktardı.

Haksal, akşam saatlerinde Ankara üzerinden İstanbul Samandıra'daki helikopter pistleri bulunan ismini bilmediği birliğe ulaştıklarını belirterek, şöyle devam etti:

"Talimat üzerine 18-20 kişi hazır şekilde beklemeye başladık. Binbaşı Gökhan Maldar grubu ikiye bölerek helikopter pistine yönlendirdi. Saat 21.00-22.00 sıralarıydı. İki helikoptere bindik, nereye gittiğimizi bilmiyorduk. Bindiğim helikopterin sorumlusu Maldar'dı. Helikopter Moda Deniz Kulübü'nün otoparkına iniş yaptı. Helikopterden inerek Maldar'ı takip ettik. Bahçede ilerlerken sivil birkaç kişi 'Araçları çekelim mi?' diye sordu. Bu şahıslar niye geldiğimizi sorunca, Maldar, 'Komutanların yanına geldik. Bu düğün kimin?' diye sordu. Düğünün sivil birisine ait olduğunu, asker kimsenin olmadığının söylenmesi üzerine Maldar, bizden uzaklaşarak telsizle muhabere yaptı. Maldar'ı takip etmeye başladık. Ana giriş kapısı haricinde yan tarafta bulunan başka bir kapıya yöneldik. Bu sırada sivil vatandaşlar oradan çıkış yapıyordu. Maldar, beklememizi, sivil halkın çıktığını söyledi. Kendisi kapıdan içeriye girdi. Maldar çıkmayınca merak ettiğim için 10 dakika sonra ben de içeriye girdim."

İçeride Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ünal, Muharip Kuvvet Komutanı Korgeneral Mehmet Şanver, üs komutanı Tümgeneral Haluk Şahar ve isimlerini bilmediği yaklaşık 10-15 kişi olduğunu dile getiren Haksal, sivil olan bu kişilerin bir masa etrafında oturduğunu ifade etti.

- "Televizyondan anladık" savunması

Daha önce kalkış yapan helikopterde bulunan personelin de orada tam teçhizatlı olarak ayakta durduğunu anlatan Haksal, şunları kaydetti:

"Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ünal, ayağa kalkarak Gökhan Maldar'a 'kelepçe takmanıza gerek yok' dedi ve odadan Maldar, Astsubay Fatih Suçatı ile birlikte çıktılar. Bana yukarıda bekleyerek helikoptere bineceğim söylendi. Bu arada içeride bulunan üniformalı personel, masada oturanlara kelepçe takmaya başlamıştı. Bu arada Binbaşı Maldar tarafından, kelepçe takılan 7-8 komutan helikoptere bindirildi. Helikopterler silahlanmış vaziyetteydi. Bu silahlar pencereye takılan silahlardı. Tüm bu aşamalarda karşılıklı iki taraftan da herhangi bir mukavemet söz konusu olmadı. Helikoptere bindik. Nereye gideceğimiz bize söylenmedi. Kalkış yaparak yarım saat civarında İstanbul semalarında dolaştık. Yeşilköy Havaalanı'nın askeri bölümüne iniş yaptık. Diğer helikopter de iniş yaptı. Her ikisi de yakıt aldı. Yeniden havalandıktan sonra iki helikopter de Hava Harp Okuluna iniş yaptı. Bulunduğumuz helikopterdeki kelepçeli komutanlar öğrencilerin olduğu binaya götürüldü. Hava aydınlanmak üzereydi. Gazinoda bulunan televizyon açılınca tüm olayları televizyondan gördük ve yaptığımız olayın vehametini o zaman anladık. Olayların darbe olduğunu anlayınca astsubaylar Sezer Gülşen ve Ali Murat Karakaş ile konuşarak kaçmayı planladık ve kaçtık."

Üniformaları çıkartıp, sivil kıyafetler giydiklerini, tüm teçhizatları da kadınlar tuvaletine bırakarak nizamiyeden çıktıklarını aktaran Haksal, darbe kalkışmasında herhangi bir rolü bilerek üstlenmediğini iddia etti.