Başbakan Yardımcısı Bozdağ: (2)
YOZGAT (AA) - Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, Anayasa Mahkemesinin (AYM) Şahin Alpay ve Mehmet Altan hakkındaki kararına ilişkin, "Çok net söylüyorum. Anayasa Mahkemesi, bu kararıyla bireysel başvuru konusunda anayasanın kendisine verdiği yetki ve görev sınırını tartışmasız aşmıştır. İlk derece mahkemesi gibi vaka incelemesi yapmış, delillerin yeterliliğini değerlendirmiş, çok net bir şekilde işin, davanın esası hakkında karar vermiştir. Bunlar beraat kararıdır, Anayasa Mahkemesinin bu kararı ve yaptığı bu iş, anayasaya ve anayasanın çizdiği kurallara açıkça aykırıdır." dedi.
Bozdağ, partisinin Boğazlıyan İlçe Kadın Kolları 5. Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada AYM'nin kararına değinerek, "Kararın gerekçelerine baktığınız zaman çok net bir şekilde 'burada suç yok' diyor. Anayasa Mahkemesi, 'burada suç yok' diyemez. 'Hak ihlali var' diyebilir. 'Hak ihlali yok' diyebilir." ifadesini kullandı.
Suçun varlığına ve yokluğuna sadece ilk derece mahkemesinin karar verebileceğini vurgulayan Bozdağ, "İstinaf karar verebilir. Şimdi istinafın uygulamaya girmesinden sonra Yargıtay da vaka denetimi yapamaz ama şimdi bizim Anayasa Mahkememiz maalesef aynı şekilde burada bir vaka değerlendirmesi ve suç değerlendirmesi yapıyor. Anayasanın çizdiği sınırları tek tek aşıyor." diye konuştu.
Bozdağ, gerekçeden bir bölüm okumak istediğini belirterek, şöyle devam etti:
"Çok ilginç. Belki herkes okumadığı için buradan bunu kamuoyuna duyurmak istiyorum. Diyor ki 'Başvurucunun sunuculuğunu yaptığı Özgür Düşünce adlı bu programda farklı konularda hükümete yönelik ağır eleştirilerin dile getirildiği ve özelikle hükümetin hukuka uymadığının vurgulandığı görülmektedir. (Söz konusu programda katılan konukların isimleri var, burada onu geçiyorum.) Arasında hükümetin bazı mensupları ve üst düzey bürokratların konuşmalarının kimi ülkeler tarafından alınıp yasa dışı telefon ya da ortam dinlemesi yoluyla kayıt altına alınıp internet üzerinden yayınlandığının konuşulduğu bir sırada başvurucu araya girerek, diyaloğa katılmıştır. Başvurucu, dinlemenin sadece teknolojik imkanlarla yapılmamış olabileceğini, mevcut siyasal yönetimi kastederek hukuk dışı yöntemlerle devletin ele geçirilmesinin mümkün bulunmadığını belirtmiş, sonrasında suça konu edilen sözleri sarf etmiştir. Başvurucunun sarf ettiği sözlerin içeriği ve bağlamı, anılan sözler öncesinde ve sonrasında diğer konuşmacılar ile başvurucu tarafından dile getirilen hususlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde bu sözlerin tereddütsüz bir şekilde darbe çağrısı olarak nitelendirilmesi ve başvurucunun bunları ertesi gün gerçekleşecek olan darbe teşebbüsünü bilerek kamuoyunu buna hazırlamak amacıyla söylediğinin kabul edilmesi zordur.' Peki bu nedir sayın mahkeme başkanı? Sayın Anayasa Mahkemesi üyeleri. Bu bal gibi beraat kararıdır. Bal gibi yerindelik denetimidir. Bal gibi kanun yollarında gözetilmesi gereken hususların gözetilmesinden de öte ilk derece mahkemesi gibi suç var mı yok mu değerlendirmesidir. Olabilir mi? Çıksınlar, 'bireysel başvuru, Anayasa Mahkemesine bu hakkı, bu yetkiyi, bu görevi veriyor' desinler. Ben o zaman bir şey demeyeceğim."
- "Anayasa Mahkemesi, yetki ve görev sınırını tartışmasız aşmıştır"
Herkesin beklentisine göre değerlendirme yaptığını dile getiren Bozdağ, şunları kaydetti:
"Tahliye bekleyenler, hak ihlali bekleyenler 'karar doğru', beklemeyenler 'karar yanlış' şeklinde bir cepheleşme var. Burada, beklentiye karar uygun olsun olmasın bütün hukukçulara, anayasa hukukçularına da siyasetin dışında olanlara da sesleniyorum. Anayasa burada. Gerekçeli karar burada. Çıkın, siz de hukuka sahip çıkın. 'Anayasa yanlış yapıyor' demekten, 'Anayasa Mahkemesi yanlış yapıyor' demekten çekinmeyin ama şimdi herkes siyasal saflarına göre saf tutmuş durumda. Doğruyu söylediğinizde de herkes size ayrı cepheden saldırıyor. Çok net söylüyorum. Anayasa Mahkemesi, bu kararıyla bireysel başvuru konusunda anayasanın kendisine verdiği yetki ve görev sınırını tartışmasız aşmıştır. İlk derece mahkemesi gibi vaka incelemesi yapmış, delillerin yeterliliğini değerlendirmiş, çok net bir şekilde işin, davanın esası hakkında karar vermiştir. Bunlar beraat kararıdır, Anayasa Mahkemesinin bu kararı ve yaptığı bu iş, anayasaya ve anayasanın çizdiği kurallara açıkça aykırıdır. Bunun değerlendirmesini elbette hukukçular, bundan sonra da siyasetçiler yapacaktır. Bundan sonraki gelişmeleri de hep beraber değerlendireceğiz."
Bozdağ, Anayasa Mahkemesinin yanlış bir kararını eleştirmelerinin Anayasa Mahkemesine saygısızlık olarak değerlendirilmemesi gerektiğini dile getirerek, "Mahkeme kararları eleştirilmez kutsal metinler değildir. Elbette bir eksiklik ve yanlışlık görürsek, kararı verenleri ne kadar iyi tanırsak tanıyalım, ne kadar aramızda hukuk olursa olsun, o hukuka saygıyı koruyarak bu kararın yanlışlığını ortaya koymak, dile getirmek, bizim vazifemizdir. Biz bir saygısızlık yapmıyor, hukuk devletine sahip çıkan birisi olarak bu noktada uyarı ve eleştiri vazifemizi yerine getirdiğimizi ifade etmek isterim." şeklinde konuştu.
(Sürecek)