Mazlumların Zaferi
Ömer Ağdoğan yaptığı basın açıklamasında şunları kayıt etti; 2 Eylül 1980 Darbesi ve sonrasında yaşanılanlar, demokrasi adına unutulmaması ve bir daha gerçekleşmemesi için bütün toplumun duyarlı olması gereken bir dönemdir. 12 Eylül tarihi, Türkiye’de hemen hiçbir kesimde olumlu bir anlam ifade etmez. Sokaklarda, caddelerde asayişin sağlamayıp, her gün bir cinayet, gaspların olduğu, insanların sokaklara çıkmaktan çekindiği bir ortamın oluşması için gerekeni yapmayıp “şartların olgunlaşmasını” bekleyen ordu güçleri, bu beyanlarıyla hukukun iflas etmişliği ve vicdanın kararmışlığını göstermişlerdir. Olaylara bilerek “göz yumanlar” daha sonra ise “olayları engellemek” adına ülke yönetimine el koyacaktır.
ABD’nin ifadesi ile “Bizim çocuklar, işi başardı” şekli ile tarihe düşülen not 12 Eylül’ün destekçilerinin kim veya kimler olduğunu bizlere anlatmaktadır. İki yüz binden fazla kişinin yargılandığı, yüzlerce insanın sorguda hayatını kaybettiği, işkencenin her türlüsünün acımasızca uygulandığı bir dönem başlamıştır. İhtilal döneminde “denge” adına “bir sağdan bir soldan” idamlar infaz edilmeye başlamıştır. Vatanına kara sevdayla bağlı olan ülkücüler; vatana ihanet etmiş, devletin askerine kurşun sıkmış kimselerle aynı kefede tutulmuşlar, eziyeti iliklerine kadar hissetmişler, hücrelere tıkılmışlar ve gençliklerinin baharında idam sehpalarına çıkmışlardır.
Ölümü kıskandıran bir mağrurlukla sehpalara yürüyen yiğitler, tevekkül içerisinde tekbirler eşliğinde darağacına çıkmışlardır. “Cellâtlarından helallik istemiş”,”nişanlısına mutluluklar dilemiş” ve tarihin şeref sayfalarına “ülkücü şehitler” olarak asla unutulmamak üzere geçerlerken, 12 Eylül’ün zalim cuntacıları bugün hiçbir türlü anılmamaktadırlar. Bu yönüyle 12 Eylül tam manasıyla bir “Mazlumların Zaferi” olmuştur. Mustafa Pehlivanoğlu, İsmet Şahin, Fikri Arıkan, Ali Bülent Orkan, Ahmet Kerse, Cengiz Baktemur, Cevdet Karakaş, Halil Esendağ ve Selçuk Duracık isimleri hiç çıkmamak üzere ülkücülerin aklına ve gönlüne kazınmıştır. Yolları yolumuzdur. Cenab-ı Allah hepsinden razı olsun ve makamlarını âlî eylesin.
Binlerce ülküdaşımız ise “Yusufiye” adını verdikleri zindanlarda çile doldurmuş, hayatlarının en verimli çağlarını cezaevlerinde çok zor şartlar altında geçirmiştir. 12 Eylül neresinden bakarsak bakalım asla affedilemeyecek ve aklanamayacaktır. Tarihe zulmün ve işkencenin tarihi olarak geçecek ve her zaman öfkeyle anılacaktır. Gücü eline almadan 12 Eylül’le hesaplaşacağını iddia eden hükümetin, gücü eline aldıktan sonra dönemin hiçbir komutanını mahkemeye getirememiş ve yargılama sembolik olmaktan öteye gidememiş ancak 12 Eylül darbesi ve zihniyeti milletimizin vicdanında çok daha önce yargılanarak hüküm giymiştir.
Bu vesileyle 12 Eylül zulmünden dolayı şehit olan bütün ağabeylerimize Allah’tan rahmet, geride kalanlara ise sabır ve esenlik diliyorum. Cenab-ı Allah ülkemize ve milletimize bu acıları bir daha yaşatmasın. - SİVAS