Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Çağrısına Ankaralı Sanayicilerden Destek

ANKARA (AA) - ERDAL ÇELİKEL/MUSTAFA ÇALKAYA - Ankara'nın iş dünyası temsilcileri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "sanayicilerin döviz satın almak için bankalara gitmemeleri" yönündeki çağrısına destek vererek kimsenin bireysel menfaatlerini ülke menfaatinin üstünde tutmaması gerektiğini ifade etti.

Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısına Anadolu sermayesini dahil etmediğini belirterek "Sayın Cumhurbaşkanının mesajı gerekli yerlere ulaşmıştır. Milletimiz de bu çağrının gereğini yerine getirecektir." dedi.

Türkiye'nin 15 Temmuz'daki darbe girişimine benzer bir saldırıyla karşı karşıya olduğuna dikkati çeken Özdebir, bu noktada sanayicilere düşen görevin üretime, ihracata devam etmek olduğunu söyledi.

Özdebir, cari açığın önüne geçmek için birey olarak herkesin tercihlerini gözden geçirmesi gerektiğini vurgulayarak "Yabancı malı hayranlığından vazgeçmeli ve yerli malı tüketimine yönelmeliyiz. Sanayicimiz de bu anlamda kaliteli yerli malı üretimi için çaba göstermelidir." diye konuştu.

- "Ekonomimiz daha da güçlenecek"

Döviz kurundaki hareketliliğin ülke ekonomisine olası etkilerine değinen Özdebir, şu an Türkiye'nin fırtınalı bir dönem yaşadığını ancak bu havanın zamanla durulacağını dile getirdi.

Özdebir, Türkiye'nin ekonomik parametrelerinde herhangi bir değişiklik görülmediğine işaret ederek "Dövizde dalgalanmayı büyütecek hareketlerden kaçınmalıyız. Tek tek kendi menfaatlerimizi değil, ülke menfaatini göz önünde bulundurmalıyız." değerlendirmesinde bulundu.

Başka ülkelerdeki insanların da Türkiye'ye destek verdiğini, Katar ve Ürdün gibi ülkelerde insanların küçük de olsa birikimlerini bozdurarak Türk lirası aldıklarını söyleyen Özdebir, bu desteğin Türkiye'nin mücadelesinde ne kadar haklı olduğunu ortaya koyduğunu vurguladı.

Özdebir, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın açıklamalarını olumlu bulduklarını, Merkez Bankasının aldığı kararların da Türkiye'ye yönelik saldırılara güzel bir cevap niteliği taşıdığını belirterek şunları kaydetti:

"Milletin gücü karşısında hiçbir silah dayanamaz. Türkiye, Kıbrıs Barış Harekatı sırasında ABD'nin uyguladığı ambargonun ardından bugün savunma sanayisinde dünyanın öncü ülkelerinden biri haline geldi. ABD Başkanı Donald Trump'ın saldırılarının ekonomi üzerinde etkileri olacaktır ancak sonbaharda dalları budanan ağaç nasıl güçleniyorsa bu saldırılar ekonomimizi daha da güçlendirecektir."

- "Ekonomik taarruza üreterek karşı duracağız"

Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran da Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı saldırı karşısında iş alemine düşen görevin ekonomik istikrarın korunmasına katkıda bulunmak olduğunu belirterek "Bu ülke hepimizin. Elimizi değil, gövdemizi taşın altına koymalıyız. Ekonomik istikrarın korunmasından hepimiz sorumluyuz." dedi.

Türkiye'nin demokratikleşmek için geçirdiği önemli değişim döneminde üzerinde ekonomik baskı oluşturulmaya çalışıldığına dikkati çeken Baran, ekonomik ve siyasi istikrarın sadece bir kesimin değil, bütün toplumun meselesi olduğunu, herkesin bu sorumlulukla hareket etmesi gerektiğini söyledi.

Baran, Türk milletinin hiçbir dönemde diz çökmediğini vurgulayarak şöyle devam etti:

"Biz bundan 1,5 yıl önce 'Ekonomik cephede teyakkuz halindeyiz.' diyerek Cumhurbaşkanımızın ilan ettiği seferberliğe katıldığımızı belirtmiş ve 'Türkiye'nin istiklaline, istikbaline kastedenlere karşı en büyük gücümüz, en büyük sermayemiz birlik ve beraberliğimizdir. En büyük umudumuz daha güçlü ve daha müreffeh bir Türkiye'dir. Bunun yegane yolu da bir ve beraber olarak el ele vererek çalışmaktır.' demiştik. Hala aynı sözümüzdeyiz. Asimetrik bir savaş yaşıyoruz. Bugünler elbette geçecek. Millet olarak dış müdahalelere daha önce nasıl kanımızla canımızla karşı durduysak bağımsızlığımızdan ödün vermediysek ekonomik taarruza karşı da daha çok çalışarak ve üreterek karşı duracağız."

Türkiye ekonomisinin kronik sorunlarının belli olduğunu, kurdaki artışın siyasi hesaplar sonucunda gerçekleştiğini ifade eden Baran, "Bireysel menfaati ülke menfaatinin üstünde görmek ve öyle hareket etmek değil, aksine elimizi ve gövdemizi taşın altına koyacak kararlılıkta olmamız gerekiyor. Bilmemiz gereken en temel konu, bu ülkenin hepimizin olduğudur." diye konuştu.