Ankara'nın Enleri Ödül Töreni
ANKARA (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Yapılan iş, tespit edilen yolsuzluklar, hukuksuzluklar ve usulsüzlükler sebebiyle şaibeli hale gelen bir seçimin yenilenmesidir." dedi.
Erdoğan, ATO Congresium'da Ankara'nın Enleri Ödül Töreni'ne katıldı, sanayici ve iş adamlarıyla iftarda bir araya geldi.
Türkiye'nin demokratik bir hukuk devleti olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milletimiz, 1950 yılında geçilen çok partili demokratik hayata, darbelere ve vesayet güçlerinin tüm oyunlarına rağmen sahip çıkmıştır. Biz, 40 yıllık siyasi hayatımızın her anını milli iradenin, hukukun, adaletin üstünlüğü savunmakla, bunun mücadelesini vermekle geçirdik." ifadelerin kullandı.
İstanbul halkının kendisine büyükşehir belediye başkanı olarak şehri yönetme sorumluluğu verdiğinde, bu anlayışla kısa sürede eşi benzeri görülmemiş hizmetlere imza attıklarını belirten Erdoğan, "Haksız bir şekilde görevden alınıp cezaevinin yolunu tuttuğumuzda, yanımızda milletimizin olması yaptığımız işin doğruluğunu gösteriyordu. Kurduğumuz partiyi girdiği ilk seçimde iktidara getiren, bize başbakanlık görevini veren milletimize layık olmak için gece gündüz çalıştık. Ardından milletimiz bizi, Cumhurbaşkanlığı makamına layık gördü. Vesayetle yaptığımız mücadelede olduğu gibi 15 Temmuz darbe girişiminde de milletimiz yüreğiyle ve duasıyla yanımızda yer aldı." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ülkemizin yönetim şeklini değiştirirken de ardından yeni sisteme göre yapılan ilk seçimde cumhurbaşkanlığı görevine yeniden gelirken de hep milletimizle birlikte yol yürüdük. Çareyi milli iradede, sandıkta, seçimde ve demokraside aradık. Son 17 yılda 15 defa milletimizin hakemliğine gitmemizin sebebi budur. 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri, esasında belediye yönetimi ve muhtarlıkla ilgilidir ama ülkemizin içinden geçtiği kritik dönem bu seçimleri farklı bir yere taşıdı.
Hamdolsun bu seçimlerde de milletimiz bir kez daha, yüzde 51,7 gibi bir oranla bizim yanımızda, Cumhur İttifakı'nın yanında yer almıştır. Bu genel tablonun yanında her seçim gibi 31 Mart'ta da kazanılan ve kaybedilen yerler oldu. Nitekim biz de daha önce başka partilerde olan illerden, ilçelerden, beldelerden bazılarında belediye başkanlıklarını almayı başardık aynı şekilde partimiz tarafından yönetilen belediyelerden bazıları başka partilerin adayları tarafından kazanıldı."
Demokrasi anlayışları ve milli iradeye saygılarının seçim sonuçlarını kabul etmeyi gerektirdiğini belirten Erdoğan, "Nitekim öylede yaptık. Ancak İstanbul'da farklı bir durumla karşı karşıya kaldık. Seçimin ertesi günü netleşen gayriresmi sonuçlar, Cumhur İttifakı olarak, 39 ilçeden 25'ini almamıza rağmen, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını ilk etapta 28 bin civarında bir oyla kaybettiğimizi ilan etmişlerdi. Fakat yapılan itirazlarla bu rakam, önce 25'ine ardından 21 bine en son da 13 bin küsurata kadar geriledi. Şimdi bütün bunlar, burada bir şaibenin olup olmadığı ortaya koymuyor mu?" diye konuştu.
Dünyanın değişik yerlerinde de seçimlerin iptal edildiğine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İşte Avusturya'da 2 yıl sonra cumhurbaşkanlığı seçimini iptal ediyorlar. Amerika'da Trump 3 milyon farkla kaybetti diye görülen bir seçimi kazanıyor. Aslında Clinton 3 milyon daha fazla oy almıştı ama sistem böyle. İstanbul gibi yaklaşık 10,5 milyon seçmenin ve 31 binin üzerinde sandığın bulunduğu bir yerde rakamların böylesine değişmiş olması bizi meselenin üzerine daha fazla eğilmeye yöneltti. Bu milli iradenin ve bizlere destek verenlerin haklarının aranmasıydı, savunulmasıydı." ifadelerini kullandı.
Seçim sürecini takip ederken, alenen "çalınmış olan oyların" en azından bir kısmını bulmakla kalmadıklarını ve başka usulsüzlükler, yolsuzluklar ve hukuksuzluklar da tespit ettiklerini vurgulayan Erdoğan, "Seçim Kanunumuzda her konuyla ilgili süreler ve tahditler bulunduğu için İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile birkaç ilçeye yoğunlaşma imkanı bulabildik." dedi.
İtirazları, hukuka uygun bir şekilde adım adım ilçe ve il seçim kurullarına, ardından da Yüksek Seçim Kuruluna (YSK) yaptıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Sonuçta YSK değerlendirmesini yaptı ve 23 Haziran'da seçimin yenilenmesine karar verdi. Dikkat ederseniz burada yapılan iş, bir başka adayın kazandığı seçimi, götürüp bir başka adaya teslim etmek değildir. Yapılan iş, tespit edilen yolsuzluklar, hukuksuzluklar ve usulsüzlükler sebebiyle şaibeli hale gelen bir seçimin yenilenmesidir. Sandık kurullarında iki memur olması gerekirken, memur yerine bankaların işçileri oralara bu şekilde verilirse bunlar da ispatlanırsa, belirlenirse beklenen karar nedir?
Öncelikle burada yolsuzluk vardır, usulsüzlük vardır, dolayısıyla bunun yenilenmesi vardır. Şayet bu şaibeler ortaya çıkmamış olsaydı, CHP adayı tek bir farkla dahi seçimi kazanmış olsa başımızın üzerinde yeri var. Ama sandığın başındaki görevliden, sandıktan çıkan oyun kayıtlara geçirilmesine kadar her aşaması tartışılır hale gelmiş bir seçim için en doğru karar verilmiştir. Bundan dolayı bizler, 'Hukuk tecelli etmiştir' diyerek 7'ye 4 bu kararın verilmesinin neticesinde şimdi tekrar 23 Haziran için milletimize müracaat edeceğiz. Seçimin yenilenmesi kararına gerekçe teşkil eden konulardan biri sandık kurulu memur üyeleriyle ilgili usulsüzlükler, diğeri de oy sayım ve döküm cetvelleriyle ilgili eksikliklerdir. Sandık kurulu üyeleriyle ilgili hukuka aykırı işlemleri yapan ilçe seçim kurulu sorumluları için Yüksek Seçim Kurulu suç duyurusunda bulunmuştur, biz de bulunacağız. Zira bu usulsüzlükleri yapanların yanına bu kar kalmayacaktır."
Yapılan tespitlere göre, İstanbul seçimlerinde görevlendirilen 6 bin 644 sandık kurulu başkanı ile 13 bin 98 sandık görevlisinin, kanuni olarak bu görevi yapmasının mümkün olmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bilindiği gibi 2018 seçimlerine kadar sandık kurullarında memur olmayan kişiler görev alabiliyordu. Geçtiğimiz yılın mart ayında yapılan bir kanun değişikliğiyle ilçe seçim kurulu tarafından belirlenen sandık kurulu başkanı ile üyelerden en az birinin memur olması şartı getirildi. Şayet 24 Haziran seçimlerinde aynı tespitleri yapmış olsaydık orada da itirazlarımı gerçekleştirir, hukuki haklarımızı kullanırdık. Bu konuyla ilgili usulsüzlükler, Büyükşehir Başkanlığı seçimiyle ilgili araştırmalarımız sırasında tespit ettiğimiz için itirazlarımızı şimdi yaptık." ifadelerini kullandı.
Kaymakamlıkların sandık kurullarında görev yapmak için talep edilen sayıda memur listesini ilçe seçim kurullarına teslim ettiğini belirten Erdoğan, "Buna rağmen nasıl olur da bankalar başta olmak üzere, özel sektör çalışanlarının sandık kurulu başkanı ve üyesi yapıldıkları, açılan soruşturmalar sonucunda ortaya çıkacak." dedi.
İmzasız, mühürsüz ve yazıları eksik olarak YSK sistemine girilen veya kaybolan sayım döküm cetvelleri ile sandık kurulu üyeleriyle ilgili usulsüzlüklerin birlikte değerlendirildiğinde 123 sandıktaki 42 bin oyun sorunlu hale geldiği ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"Bu rakam, en son 13 bin 729'a kadar düşen oy farkının üzerinde olduğu için seçimin yenilenmesi hukuki bir zorunluluğa dönüşmüştür. Diyorlar ki 'Aynı zarftan çıkan ilçe belediye başkanlığı, belediye meclis üyeliği ve muhtarlık seçimleri niye yenilenmiyor da sadece büyükşehir için böyle bir karar alınıyor?' Çünkü bu 123 sandığın bulunduğu 26 ilçe tek tek ele alındığında oralarda YSK'nin tespit ettiği sorunlu sandıkların toplamının ilçe belediye başkanlıkları seçiminin yenilenmesi gerektirecek düzeyde olmadığı görülmektedir. Şayet bu ilçelerden herhangi birindeki oy farkı, söz konusu sandıklardan çıkacak oylardan değişebilecek bir rakamı bulsaydı hiç şüphesiz orada da seçimin yenilenmesi kararı verilecekti. Bu Maltepe'de de olabilirdi, Büyükçekmece'de de olabilirdi. Ama böyle bir durum ortaya çıkmamıştır. Diğer yandan Maltepe ve Büyükçekmece ilçe belediye başkanlıkları için farklı gerekçelerle yapılan itirazlarla ilgili süreç de YSK'ye kadar getirilmiştir."
(Sürecek)