Adana Sanat Evi’nde Dil Devrimi Kutlaması
Baştançelik, “Türkçe konuşan, yazan, düşünen her kişiye, dilimize ve alfabemize sahip çıkma konusunda büyük sorumluluklar düşmektedir. Dilimiz bizim onurumuz, bağımsızlık sembolümüz ve ses bayrağımızdır” dedi.
Bir ulusun bağımsızlığı ve sonsuza kadar yaşamasının dilinin varlığı ve bağımsızlığı ile mümkün olduğunu ifade eden Ayşe Baştançelik, “Türkçeyi yabancı etkilerden korumak, onun gelişmesini ve zenginleşmesini sağlamak her Türk yurttaşına düşen en önemli görevdir. Ne yazık ki dilimiz geçmişte olduğu gibi bugün de yabancı dillerin etkisi altındadır. Dillerin birbirini etkilemesi sözcük alışverişinde bulunması doğaldır. Ancak kimi zaman bu etki o kadar fazla olur ki dilin iç ve dış yapısında bozulmalara yol açar. Böyle durumlarda dil işletilemez hale gelir. Dil iyi işlemezse toplumda yozlaşmalar, kişiler arasında uyuşmazlıklar başlar. Çünkü dil toplumdaki sosyal akrabalık bağının temelini oluşturur” diye konuştu.
Emekli Öğretim Görevlisi ve Halk Bilimi Uzmanı Ayşe Baştançelik, ”Nitekim bugün dilimiz İngilizcenin baskısı yetmezmiş gibi Arapçanın da baskısı altındadır. Daha önce Türkçeleştirilmiş Arapça sözcükler yeniden kullanıma sokulmuştur. Türkçe ’dedikodu’ sözcüğü yerine Arapça ’gıybet, Türkçe ’tanıtım’ yerine İngilizce ’lansman’, vb. sözcükler kullanılır olmuştur. Ayrıca pek çok yerde Arap alfabesi ile yazılmış iş yeri adları vardır. Bütün bunlar dilimizin gelişmesini ve zenginleşmesini engelleyen durumlardır” şeklinde onuştu.