pendik escort bayan
ak

Kangal İlçesinin Tarihçesi

30.11.2014 - 12:55, Güncelleme: 30.11.2014 - 12:55
 

Kangal İlçesinin Tarihçesi

İlçenin yerleşim tarihi oldukça eskidir. Anadolu tarihi ilk çağlardan beri medeniyetin beşiği olmuştur. Bir medeniyet yıkılırken yerine yeni bir medeniyet kurulmuştur.

İlçenin yerleşim tarihi oldukça eskidir. Anadolu tarihi ilk çağlardan beri medeniyetin beşiği olmuştur. Bir medeniyet yıkılırken yerine yeni bir medeniyet kurulmuştur.      İlçe topraklarının Anadolunun içerisinde olması nedeniyle yıllarca yerleşim merkezi olduğu gibi kurulan devletler arasında sınır teşkil etmesinden dolayı müstahkem mevkii durumuna gelmiştir. İlk çağlardan kalıntılar, ilçenin dağlık bölümünü oluşturan kuzey kesimini oluşturmuştur. Köy Hizmetlerinin yol yapımında,Gençali köyü yakınlarında işlenmiş taşlar bulunmuştur. Hüyük (Tümülüs) adı verilen yığmaları ilçe merkezinde, Yukarıhüyük, Tilkihüyük,Bulak köyü ve Kavak’ta bulunmakta olup henüz güncelleştirilmediği için hangi döneme ait olduğu bilinmemektedir.      Hitit krallığının en gelişmiş dönemi olan M.Ö.1400 yılarında Hititlerin doğu komşusu olan Kargamış ile arasındaki sınır ilçe yakınlarında Hitit dönemine ait Havuz köyünün doğusunda bulunan Karaseki mevkiinde tipik bir Eti şehri harabesi bulunmaktadır. Ayrıca ilçe merkezine 46 km. uzaklıktaki Akçakale köyünde de Hitit dönemine ait bir kale bulunmaktadır. Belirtilen dönemlere ait kalıntılar bakımsızlık nedeniyle harabe durumundadır.     Lityalılar devrinde,devrin komutanlarından GİGES döneminde yapılan ve Mezepotamya ticaretini Ege denizine bağlıyarak Sivas -Malatya - Diyarbakır istikametine giden kral yolu yapılmıştır. Belirtilen yol kral yolumu yoksa buna bağlı başka bir yol mu olduğu kesinlik kazanmamıştır. Romalılar döneminde ilçemiz yerleşim merkezi olduğu Roma kalıntılarından anlaşılmıştır. İlçe merkezinde bulunan çanak, çömlek kalıntıları bunun belgesidir. Bunlardan biri Sivas müzesinde muhafaza edilen ve pişirilmiş topraktan yapılan bir Lahittir.Bu lahit ilçemiz merkezinden çıkarılmıştır. Ayrıca bu döneme ait bir su kemeri olduğu da bilinmektedir. Ayrıca merkez ilçenin Alibey mevkiinde Romalılar dönemine ait olduğu sanılan çeşme ve kalıntıları olduğu bilinmektedir.      Selçuklu hükümdarı Alpaslan’ın Bizanslılar ile yaptığı Malazgirt savaşını takiben yapılan antlaşma uyarınca Kızılırmak yayının dışında kalan, Kızılırmağın doğusu ile birlikte ilçemiz yöresi de Selçuklu egemenliğine girmiştir. Bu dönemde ilçemiz ve çevresi Türkmenlerin yerleşim yerlerinden biri olmuştur. Yöreye ilk gelen Türkmen beyleri yol güzergahı (Kral yolu) olması ile ayrıca tarım ve hayvancılığa elverişli olmasından dolayı bugünkü Humarlı,Mısırören ve Havuz köylerinin bulunduğu düz ve çayırlık araziye yerleştikleri bilinmektedir. Burada yerleşenlerin Oğuz Türklerinin KANGAR boyu olduğu tahmin edilmektedir.     Başlangıçta göçer ve hayvancılıkla uğraşan Türkmenler,Selçuklular döneminde yerleşik düzene geçerek bugünkü Humarlı, Mısırören ve Havuz köylerini kurmuşlardır. Bu göçler zaman zaman devam etmiştir.     II. Beyazıt döneminde Kangal İlçemiz Osmanlılara geçmiştir. II.Selim İran seferine giderken İran saflarında yer almasın diye Erzincan, Tunceli dolaylarında yaşayan Türkmenlerin bir kısmını Zara,Divriği ve Kangal arasına yerleştirdiği bilinmektedir. 4.Murat Samsun ve Giresun limanlarını Anadolu’ya ve İstanbul’dan gelen yolu Halep’e kadar bağlaya meşhur Bağdat yolunu Humarlı köyü civarındaki Halep köprüsünün 1626 yılında tamamlanmasından sonra hizmete açılmış ve bölgeye canlılık kazandırmıştır.      Osmanlı-Rus savaşlarında (1877) doğuda ilerleyen Rus ordusundan Türk aileleri bugün Uzunyayla (Çerkez) bölgesine yerleşmiş, 1. Dünya savaşına müteakiben Milli Kurtuluş savaşında da göçler devam etmiş ve bu göçler ilçe merkezine de sirayet etmiştir. Bu savaşlarda Milli saflar cephesinde yer almış Türk boylarıdır.     Kangal, 1901 yılında ilçe merkezi olmuştur. Bu tarihten önce Bucak Subaşı ünvanı ile makam kisfesi, bir cüppe ve Markop denilen ayak giyimi ile sembolleşmiştir.      Kurtuluş savaşı yıllarında yurdun diğer taraflarında oluşturulan cemiyetlere ilaveten Kangal’da ULVIYE adli kadın cemiyeti oluşturulduğu ve Milli Mücadeleye böylece katkıda bulunduğu tespit olunmuştur. ilçeye 1902 yılında ilk kaymakam olarak eski Sivas Valilerinden, tarihi kişiliği olan Muammer Bey atanmıştır.İlçemizde tarım ıslah çalışmalarında bulunduğu bilinmektedir.İlçe merkezinden geçen Sivas - Malatya eski karayolu şosesi,eski Sivas valilerinden Halil Rıfat Paşa zamanında açılmıştır.   Kangal Balıklı Kaplıcası                Sivas İli sınırları içerisinde; İl merkezine 90 km uzaklıktaki Kangal İlçesinin 13 km kuzeydoğusunda bulunan Hamam Deresi (Topardıç Deresi) vadisinde yer alan, Balıklı Çermik- Yılanlı Çermik adlarıyla da anılan kaplıcadır.Balıklı Kaplıcanın bulunduğu vadi boyunca güneye doğru gidildikçe diğer bazı kaynaklara da rastlanmaktadır. Bunların debisi en fazla olanı; Kangal İlçesine bağlı Kalkım Köyünde bulunan Kalkım Kaplıcası’dır. Bu Kaynak suyunda da Kangal Balıklı Kaplıca da yaşayan aynı tür balıklara rastlanmaktadır. Rakımı 1425 m olan Balıklı Kaplıca da kaynaklar, kuzey-güney doğrultusunda dizilmiş olup 5 ayrı yerden kaynak almaktadır. Kaplıca suyu aslında belirli bir kaynak noktasından çok, kum taşları arasından yaygın olarak yüzeye çıkmakta ve dere kenarı boyunca sızıntılar oluşmaktadır. 1917 yılında sazlık bir alan olan kaplıca, 1966 yılında dört adet havuz ve iki katlı 16 odalı bir motel ile hizmete açılmıştır.Günümüzde ise dört kısım otel, altı havuz, 16 adet özel banyo, lokanta , market ve çay bahçesi hizmet vermektedir.           Kangal balıklı kaplıca, ülkemizde deri hastalıklarından; Sedef Hastalığı (Psoriasis) Ve romatizmal hastalıkların tedavisinde ün yapmış bir kaplıcadır.Bu kaplıcamızın önemi; suyun kimyasal özelliklerinden ve içinde yaşayan balıklardan ileri gelmektedir. Kaplıca suyunun 35+ 0.5 olması ve kimyasal içeriği nedeniyle çeşitli hastalıkları tedavi edici yöre halkı tarafından bilinmekte olup, bu tedavi özelliğinin tüm ülke ve dünya geneline yaygınlaştırılmasına çalışılmaktadır.Diğer taraftan kaplıca suyunda yaşayan balıkların insan vücuduna saldırırcasına gelmeleri hastalıkların bu balıkların iyileştirdiği düşüncesi de oldukça yaygındır. Kaplıcanın bu yönü araştırıcıları fi ziksel, kimyasal, jeolojik, biyolojik ve klinik bulgular elde etmeye yönlendirmiştir.Diğer taraftan pek çok cilt hastası ( Yurt içinden-Yurt dışından ) kaplıcaya gelmekte ve belirli sürelerle havuza girip “Balık-Su” tedavisi gördükten sonra iyileştiklerini ifade etmektedirler. Kaplıcanın 2003 tarihinde Sağlık Bakanlığı Tarafından Sağlık tesisi olarak tescili yapılmıştır.                                                                Kangal Balıklı Kaplıcası-Tedavi Edici Özellikleri          Kaplıca suyunun romatizmal hastalıklara, nörolojik ( Nevralji, Nevrit, Felç ) ortopedik ve travmatolojik sekellerde (kırıklarda, eklem travması ve kas hastalıkları) Jinekolojik sorunlarda, deri hastalıklarında, böbrek taşlarında (içme ile) ve psikosomatik bozukluklarda yaralı olduğu rapor edilmiştir. Ancak psoriasis (sedef hastalığı) kaplıcayı tedavi yönünden en popüler kılan hastalık olmuştur. Bu tedavide balıklar suyun etkisiyle yumuşayan psoriatik plaklara ( ya da diğer hastalıklarının plaklarına) yönelmektedir. Yumuşayan kabuklar balıklar tarafından besin amacıyla uzaklaştırılmakta, bu esnada ufak bir kanama olmakta ve yara, su ile gün ışığının etkisine maruz kalmaktadır.Bu işlem ayrıca apsesi olan hastalarda irinin akmasına neden olmaktadır. Bazı hastalıklarda tropikal uygulanımının yararlı olduğu bilinen selenyumun yara iyileşmesinde en önemli etken olduğu bildirilmiştir. Türkiye dışından gelen gözlemciler ve bu suyu tecrübe eden hastaların balıklardan hoşnut olduklarını ve hayal kırıklığına uğrayan hiçbir hastalığın olmadığını bildirmişlerdir.        Yöresel olarak “Doktor Balıklar” diye tanımlanan kaplıca suyunda yaşayan balıklara duyulan ilgi nörolojik ve romatizmal hastalıkları olan insanları bu kaplıcaya çekmektedir.Sadece insanlar değil, sağlıklı olan kişiler de doktor balıkları görmek amacıyla kaplıcayı ziyaret etmektedir.     Kangal İlçesinin toplam 113 köyü vardır   A.Yeniköy , Akçakale , Akçamağara , Akçaşehir , Akdere , Akgedik , Akpınar , Aktepe , Armağan , Arpalı , Aşağıhüyük , Avşarören , Bahçeliyurt , Bektaş , Beyyurdu , Boğaz , Bozarmut , Bulak , Ceviz , Çağlıcaören , Çaltepe , Çamurlu , Çat , Çayırova , Çiftlikören , Çipil Dağönü , Davulbaz , Dayılı , Deligazili , Deliktaş , Delioğlanderesi , Dereköy , Dışlık , Düzce , Eğricek ,   Elalibey , Elkondu , Etyemez , Eymir , Gebelikatran , Gençali , Güneypınar , Gürükbekir , Hamal , Hamzabey , Hatunçayırı , Humarlı , Hüyüklüyurt , Irmaç , İğdeli , İğdelidere , İmamdamı , K.Mescit , Kabakçevliği , Kalkım , Karacaören , Karagücük , Karamehmetli , Karanlık, Kavak , Kırkpınar , Kızıldikme , Kızıliniş , Killik , Kocakurt , Koçköprü , Kuruayşe , Kuşkayası , Kuzyaka , Külekli , Kürkçü , M.Yeniköy , ,Maksutlu , Mancılık , Mescit , Mısırören , Minarekaya , Mühürkulak , Mürsel , Oğlaklı , Onaran , Örencik , Paşamçayırı , Pınargözü , Saçayağı , Sarıkadı , Sarıpınar , Seçenyurdu , Sipahikoyağı , Soğukpınar , Sultanpınarı , Sutaşı , Şekerpınar , Tahtalı , Taşlı , Taşlık , Tatlıpınar , Tekke , Tilkihüyük , Topardıç , Turnalı , Yarhisar , Yaylacık , Yellice , Yeşildere , Yeşilkale , Yeşilyurt , Yukarıhüyük
İlçenin yerleşim tarihi oldukça eskidir. Anadolu tarihi ilk çağlardan beri medeniyetin beşiği olmuştur. Bir medeniyet yıkılırken yerine yeni bir medeniyet kurulmuştur.

İlçenin yerleşim tarihi oldukça eskidir. Anadolu tarihi ilk çağlardan beri medeniyetin beşiği olmuştur. Bir medeniyet yıkılırken yerine yeni bir medeniyet kurulmuştur.

 

   İlçe topraklarının Anadolunun içerisinde olması nedeniyle yıllarca yerleşim merkezi olduğu gibi kurulan devletler arasında sınır teşkil etmesinden dolayı müstahkem mevkii durumuna gelmiştir. İlk çağlardan kalıntılar, ilçenin dağlık bölümünü oluşturan kuzey kesimini oluşturmuştur. Köy Hizmetlerinin yol yapımında,Gençali köyü yakınlarında işlenmiş taşlar bulunmuştur. Hüyük (Tümülüs) adı verilen yığmaları ilçe merkezinde, Yukarıhüyük, Tilkihüyük,Bulak köyü ve Kavak’ta bulunmakta olup henüz güncelleştirilmediği için hangi döneme ait olduğu bilinmemektedir.

  

  Hitit krallığının en gelişmiş dönemi olan M.Ö.1400 yılarında Hititlerin doğu komşusu olan Kargamış ile arasındaki sınır ilçe yakınlarında Hitit dönemine ait Havuz köyünün doğusunda bulunan Karaseki mevkiinde tipik bir Eti şehri harabesi bulunmaktadır. Ayrıca ilçe merkezine 46 km. uzaklıktaki Akçakale köyünde de Hitit dönemine ait bir kale bulunmaktadır. Belirtilen dönemlere ait kalıntılar bakımsızlık nedeniyle harabe durumundadır.

    Lityalılar devrinde,devrin komutanlarından GİGES döneminde yapılan ve Mezepotamya ticaretini Ege denizine bağlıyarak Sivas -Malatya - Diyarbakır istikametine giden kral yolu yapılmıştır. Belirtilen yol kral yolumu yoksa buna bağlı başka bir yol mu olduğu kesinlik kazanmamıştır. Romalılar döneminde ilçemiz yerleşim merkezi olduğu Roma kalıntılarından anlaşılmıştır. İlçe merkezinde bulunan çanak, çömlek kalıntıları bunun belgesidir. Bunlardan biri Sivas müzesinde muhafaza edilen ve pişirilmiş topraktan yapılan bir Lahittir.Bu lahit ilçemiz merkezinden çıkarılmıştır. Ayrıca bu döneme ait bir su kemeri olduğu da bilinmektedir. Ayrıca merkez ilçenin Alibey mevkiinde Romalılar dönemine ait olduğu sanılan çeşme ve kalıntıları olduğu bilinmektedir.

  

  Selçuklu hükümdarı Alpaslan’ın Bizanslılar ile yaptığı Malazgirt savaşını takiben yapılan antlaşma uyarınca Kızılırmak yayının dışında kalan, Kızılırmağın doğusu ile birlikte ilçemiz yöresi de Selçuklu egemenliğine girmiştir. Bu dönemde ilçemiz ve çevresi Türkmenlerin yerleşim yerlerinden biri olmuştur. Yöreye ilk gelen Türkmen beyleri yol güzergahı (Kral yolu) olması ile ayrıca tarım ve hayvancılığa elverişli olmasından dolayı bugünkü Humarlı,Mısırören ve Havuz köylerinin bulunduğu düz ve çayırlık araziye yerleştikleri bilinmektedir. Burada yerleşenlerin Oğuz Türklerinin KANGAR boyu olduğu tahmin edilmektedir.

    Başlangıçta göçer ve hayvancılıkla uğraşan Türkmenler,Selçuklular döneminde yerleşik düzene geçerek bugünkü Humarlı, Mısırören ve Havuz köylerini kurmuşlardır. Bu göçler zaman zaman devam etmiştir.

    II. Beyazıt döneminde Kangal İlçemiz Osmanlılara geçmiştir. II.Selim İran seferine giderken İran saflarında yer almasın diye Erzincan, Tunceli dolaylarında yaşayan Türkmenlerin bir kısmını Zara,Divriği ve Kangal arasına yerleştirdiği bilinmektedir. 4.Murat Samsun ve Giresun limanlarını Anadolu’ya ve İstanbul’dan gelen yolu Halep’e kadar bağlaya meşhur Bağdat yolunu Humarlı köyü civarındaki Halep köprüsünün 1626 yılında tamamlanmasından sonra hizmete açılmış ve bölgeye canlılık kazandırmıştır.

  

  Osmanlı-Rus savaşlarında (1877) doğuda ilerleyen Rus ordusundan Türk aileleri bugün Uzunyayla (Çerkez) bölgesine yerleşmiş, 1. Dünya savaşına müteakiben Milli Kurtuluş savaşında da göçler devam etmiş ve bu göçler ilçe merkezine de sirayet etmiştir. Bu savaşlarda Milli saflar cephesinde yer almış Türk boylarıdır.

    Kangal, 1901 yılında ilçe merkezi olmuştur. Bu tarihten önce Bucak Subaşı ünvanı ile makam kisfesi, bir cüppe ve Markop denilen ayak giyimi ile sembolleşmiştir.

  

  Kurtuluş savaşı yıllarında yurdun diğer taraflarında oluşturulan cemiyetlere ilaveten Kangal’da ULVIYE adli kadın cemiyeti oluşturulduğu ve Milli Mücadeleye böylece katkıda bulunduğu tespit olunmuştur. ilçeye 1902 yılında ilk kaymakam olarak eski Sivas Valilerinden, tarihi kişiliği olan Muammer Bey atanmıştır.İlçemizde tarım ıslah çalışmalarında bulunduğu bilinmektedir.İlçe merkezinden geçen Sivas - Malatya eski karayolu şosesi,eski Sivas valilerinden Halil Rıfat Paşa zamanında açılmıştır.

 

Kangal Balıklı Kaplıcası

              

Sivas İli sınırları içerisinde; İl merkezine 90 km uzaklıktaki Kangal İlçesinin 13 km kuzeydoğusunda bulunan Hamam Deresi (Topardıç Deresi) vadisinde yer alan, Balıklı Çermik- Yılanlı Çermik adlarıyla da anılan kaplıcadır.Balıklı Kaplıcanın bulunduğu vadi boyunca güneye doğru gidildikçe diğer bazı kaynaklara da rastlanmaktadır. Bunların debisi en fazla olanı; Kangal İlçesine bağlı Kalkım Köyünde bulunan Kalkım Kaplıcası’dır. Bu Kaynak suyunda da Kangal Balıklı Kaplıca da yaşayan aynı tür balıklara rastlanmaktadır. Rakımı 1425 m olan Balıklı Kaplıca da kaynaklar, kuzey-güney doğrultusunda dizilmiş olup 5 ayrı yerden kaynak almaktadır. Kaplıca suyu aslında belirli bir kaynak noktasından çok, kum taşları arasından yaygın olarak yüzeye çıkmakta ve dere kenarı boyunca sızıntılar oluşmaktadır. 1917 yılında sazlık bir alan olan kaplıca, 1966 yılında dört adet havuz ve iki katlı 16 odalı bir motel ile hizmete açılmıştır.Günümüzde ise dört kısım otel, altı havuz, 16 adet özel banyo, lokanta , market ve çay bahçesi hizmet vermektedir.

         

Kangal balıklı kaplıca, ülkemizde deri hastalıklarından; Sedef Hastalığı (Psoriasis) Ve romatizmal hastalıkların tedavisinde ün yapmış bir kaplıcadır.Bu kaplıcamızın önemi; suyun kimyasal özelliklerinden ve içinde yaşayan balıklardan ileri gelmektedir. Kaplıca suyunun 35+ 0.5 olması ve kimyasal içeriği nedeniyle çeşitli hastalıkları tedavi edici yöre halkı tarafından bilinmekte olup, bu tedavi özelliğinin tüm ülke ve dünya geneline yaygınlaştırılmasına çalışılmaktadır.Diğer taraftan kaplıca suyunda yaşayan balıkların insan vücuduna saldırırcasına gelmeleri hastalıkların bu balıkların iyileştirdiği düşüncesi de oldukça yaygındır. Kaplıcanın bu yönü araştırıcıları fi ziksel, kimyasal, jeolojik, biyolojik ve klinik bulgular elde etmeye yönlendirmiştir.Diğer taraftan pek çok cilt hastası ( Yurt içinden-Yurt dışından ) kaplıcaya gelmekte ve belirli sürelerle havuza girip “Balık-Su” tedavisi gördükten sonra iyileştiklerini ifade etmektedirler. Kaplıcanın 2003 tarihinde Sağlık Bakanlığı Tarafından Sağlık tesisi olarak tescili yapılmıştır.


                                                              

Kangal Balıklı Kaplıcası-Tedavi Edici Özellikleri

         Kaplıca suyunun romatizmal hastalıklara, nörolojik ( Nevralji, Nevrit, Felç ) ortopedik ve travmatolojik sekellerde (kırıklarda, eklem travması ve kas hastalıkları) Jinekolojik sorunlarda, deri hastalıklarında, böbrek taşlarında (içme ile) ve psikosomatik bozukluklarda yaralı olduğu rapor edilmiştir. Ancak psoriasis (sedef hastalığı) kaplıcayı tedavi yönünden en popüler kılan hastalık olmuştur. Bu tedavide balıklar suyun etkisiyle yumuşayan psoriatik plaklara ( ya da diğer hastalıklarının plaklarına) yönelmektedir. Yumuşayan kabuklar balıklar tarafından besin amacıyla uzaklaştırılmakta, bu esnada ufak bir kanama olmakta ve yara, su ile gün ışığının etkisine maruz kalmaktadır.Bu işlem ayrıca apsesi olan hastalarda irinin akmasına neden olmaktadır. Bazı hastalıklarda tropikal uygulanımının yararlı olduğu bilinen selenyumun yara iyileşmesinde en önemli etken olduğu bildirilmiştir. Türkiye dışından gelen gözlemciler ve bu suyu tecrübe eden hastaların balıklardan hoşnut olduklarını ve hayal kırıklığına uğrayan hiçbir hastalığın olmadığını bildirmişlerdir.

       Yöresel olarak “Doktor Balıklar” diye tanımlanan kaplıca suyunda yaşayan balıklara duyulan ilgi nörolojik ve romatizmal hastalıkları olan insanları bu kaplıcaya çekmektedir.Sadece insanlar değil, sağlıklı olan kişiler de doktor balıkları görmek amacıyla kaplıcayı ziyaret etmektedir.

 

 

Kangal İlçesinin toplam 113 köyü vardır

 

A.Yeniköy , Akçakale , Akçamağara , Akçaşehir , Akdere , Akgedik , Akpınar , Aktepe , Armağan , Arpalı , Aşağıhüyük , Avşarören , Bahçeliyurt , Bektaş , Beyyurdu , Boğaz , Bozarmut , Bulak , Ceviz , Çağlıcaören , Çaltepe , Çamurlu , Çat , Çayırova , Çiftlikören , Çipil Dağönü , Davulbaz , Dayılı , Deligazili , Deliktaş , Delioğlanderesi , Dereköy , Dışlık , Düzce , Eğricek ,

 

Elalibey , Elkondu , Etyemez , Eymir , Gebelikatran , Gençali , Güneypınar , Gürükbekir , Hamal , Hamzabey , Hatunçayırı , Humarlı , Hüyüklüyurt , Irmaç , İğdeli , İğdelidere , İmamdamı , K.Mescit , Kabakçevliği , Kalkım , Karacaören , Karagücük , Karamehmetli , Karanlık, Kavak , Kırkpınar , Kızıldikme , Kızıliniş , Killik , Kocakurt , Koçköprü , Kuruayşe , Kuşkayası , Kuzyaka , Külekli , Kürkçü , M.Yeniköy , ,Maksutlu , Mancılık , Mescit , Mısırören , Minarekaya , Mühürkulak , Mürsel , Oğlaklı , Onaran , Örencik , Paşamçayırı , Pınargözü , Saçayağı , Sarıkadı , Sarıpınar , Seçenyurdu , Sipahikoyağı , Soğukpınar , Sultanpınarı , Sutaşı , Şekerpınar , Tahtalı , Taşlı , Taşlık , Tatlıpınar , Tekke , Tilkihüyük , Topardıç , Turnalı , Yarhisar , Yaylacık , Yellice , Yeşildere , Yeşilkale , Yeşilyurt , Yukarıhüyük

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.